Sellülitin en önemli nedeni deri ve deri altı dokunun bozulmuş kan dolaşımıdır. Özellikle bayanlarda kalça, baldır ve göbek bölgesinde biriken yağlar sellülit oluşmasını hızlandırır. Yağ dokusunun kan dolaşımı diğer dokulara göre daha azdır ve cildin esnekliğinden dolayı buradaki damarlar baskı altındadır. Ozon tedavisi vücudun neresinde olursa olsun, dolaşımı düzenler ve dokuların damarlarını destekler. Bu etkiden cilt altı yağ dokusu da yararlanır ve ozon tedavisi ile cildin dolaşımı anlamlı düzeyde düzelir. Ozon tedavisinin bu yararlı etkilerine kilo verdirici etkisi de büyük katkı sağlar.

Modern yaşam tarzı özellikle 35 yaş üstü tüm bireylerde bazı zararlı etkilere neden olmaktadır. 100 yıl öncesine göre yiyeceklerimiz, yaşam tarzımız, aydınlık-karanlık döngüsü büyük değişimler göstermiştir. Günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız tekrar eden baş ve vücut ağrıları, isteksizlik, halsizlik, bıkkınlık, sabah yorgunluğu, konsantre olamama gibi durumlar (eğer belirli bir hastalık ile ilişkili değilse) içinde yaşadığımız modern dünyadan kaynaklanan şikâyetlerdir. Bu ve benzeri pek çok nedenden dolayı 35 yaş üstü kişiler ozon tedavisinden ciddi yarar bekleyebilirler.

Beklenen yararlardan bazıları artmış iyilik hali ve enerji, kolay konsantre olma, zindelik ve dinlenmişliktir. Ozon tedavisi ayrıca, yaşlanmaya paralel olarak ortaya çıkan damar sertliği, tansiyon, kan şekeri ve kan yağları bozuklukları gibi durumların düzelmesine de katkı sağlar.

Ozon tedavisi ile ilgilenen ve hastalarına uygulayan başlıca üniversiteler ve bunların bölümleri aşağıdaki gibidir. GAZİ üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı ve Algoloji Bilim Dalı, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Algoloji Bilim Dalı.

Ozon tedavisinin bilimsel temellerinin artması ve özellikle kanser tedavisinde kemoterapi ve radyoterapinin etkinliğini artırması, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı tarafından da değerlendirilmiş ve kısa zaman içerisinde meme kanseri tedavisi gören hastalara uygulanma kararı alınmıştır.

Medikal Ozon Derneği’nin (www.moder.org.tr) düzenli olarak yaptığı bilimsel toplantı ve seminerlere pek çok daldan hekim iştirak etmekte ve hastalarına ozon tedavisi uygulamaya başlamaktadır. Ülkemizde ozon tedavisinin etki mekanizması ve yeni hastalıklarda kullanılabilirliği ile ilgili deneysel çalışmalar ise Gülhane Askeri Tıp Akademisi Fizyoloji Anabilim Dalı başta olmak üzere pek çok üniversitede (Bolu Abant İzzet Baysal, Konya Selçuk vb.) ile Eğitim-Araştırma hastanelerinde devam etmektedir. Bazı Eğitim-Araştırma hastanelerinde depresyon, Alzheimer, bunama gibi nöropsikiyatrik hastalıklarla ilgili kontrollü klinik çalışmalar da  planlama aşamasındadır. 

Ozon tedavisinin üniversite öğretim üyeleri tarafından bilinirliğinin artması hayati önem taşımaktadır. Özellikle deneysel ve kontrollü klinik çalışmalar için etik kurul onayı almakta karşılaşılan zorluklar, bu tedavinin araştırılmasına engel olmaktadır. Oysa uygulamaya yeni giren pekçok ilaç ve yönteme göre yan etki profili çok düşük olan ozon tedavisi, hem hekimleri hem de hastaları memnun edecek ciddi  tedavi potansiyeline sahiptir. Yeterli literatür desteği olmasına rağmen, etik kurulların ozon tedavisi ile ilgili çalışmalara onay vermede ağır davranması temel olarak bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Benzer sorunlar yıllar önce hiperbarik oksijen tedavisi, akupunktur ve nöral terapi için de yaşanmıştı. Bugün hiperbarik oksijen tedavisi tıp fakültelerinde "hiperbarik tıp" ismi ile ana dal haline gelmiştir. Akupunktur tedavisi pekçok üniversite hastanesinde de uygulanan, Sağlık Bakanlığı'ndan onaylı eğitim kursları olan bir tıbbi uygulama ve tedavi yöntemi haline gelmiştir. Üniversitelerimiz ozon tedavisine gereken önemi verdiklerinde, ortaya çıkan tedavi edici potansiyelin ozon tedavisini çok daha yukarılara taşıyacağına inancımız tamdır.

Üniversitelerin asli görevleri arasında olan araştırma faaliyetlerinin düzenlenmesinde aşağıdaki şahane ifadeyi hatırımızda tutmanın ne kadar yararlı olduğu açıktır; "Birşeyi zaten bildiğimizi düşünmek, bizi öğrenmekten alıkoyar".

 

Ozon tedavisi bugün ABD (16 eyalette), Almanya, İtalya, İngiltere gibi gelişmiş ülkeler dahil 20 kadar ülkenin Sağlık Bakanlıklarınca kabul edilmiş bir tedavi yöntemidir. Ülkemizde hekimlerin ozon tedavisi ile ilgilenmeleri çok yenidir. 

Sağlık Bakanlığı tarafından 2015 yılında yayınlanmış olan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği ile Ozon Tedavisi de diğer tamamlayıcı tıp yöntemleri ile denetim altına alınmış, Sağlık Bakanlığı onaylı sertifika alan hekimlerin Ozon Terapiyi yetki almış birim veya ünitelerde ozon terapi uygualamalarına izin verilmiştir.

Hekiminizin Sağlık Bakanlığı onaylı sertifikası olduğunu ve tedavi uygulanan merkezin Sağlık Bakanlığınca yetkilendirilmiş olduğunu kontrol ediniz.